Mtü’de "Kriz Yönetiminde Kadın" Konulu Panel Yapıldı

Malatya Turgut Özal Üniversitesi  (MTÜ) Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla "Kriz Yönetiminde Kadın" konulu panel düzenlendi.

 

MTÜ Battalgazi Yerleşkesindeki konferans salonunda gerçekleşen panele Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Rekabet Kurumu Üst Kurul Üyesi Ayşe Kardaş Ergezen ve  İç Mimarlar Odası Kadın Komisyonu Başkanı Hanze Gürkaş katıldı. Panele Vali Yardımcısı Güher Sinem Büyüknalçacı, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Selim Pilten, 7. Ana Jet Üs Komutanı Albay Hasan Hüseyin Kanbur, MTÜ Rektörü  Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut,  Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Osman Selçuk Aldemir,  İl Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren, Türk Veteriner Hekimleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Türkan Gümüşay,  kamu kurum ve kuruluş yöneticileri, STK temsilcileri, akademik ve idari yöneticiler, öğretim üyeleri, öğrenciler katıldılar.

 

Panel il Müftüsü Veysel Işıldar’ın şehitler için Kur’an-ı Kerim okuması ve dua yapması ile başladı.

 

Rektör Prof. Dr. Karabulut, vatan savunması  şehitlerini rahmet ve şükranla anarak başladığı konuşmasında Kurtuluş Savaşı dönemi kahraman kadınları ile terörle mücadelede şehit düşen kadın  asker, öğretmen ve polisleri de andı.

 

-Hazırlıklar tamam, MTÜ, 3 fakülteye aynı anda bu yıl öğrenci alacak

 

Rektör Prof. Dr. Karabulut üniversite çalışmaları hakkında bilgi vererek,  “Malatya Turgut Özal Üniversitesi, şehrimizin markasıdır, görünen yüzüdür. Kuruluş ve kurumsal çalışmalarımızı aynı anda yürütüyoruz.  1.5 yılda çok önemli mesafeler aldık.   Önümüzdeki eğitim yılında 3 yeni fakülte ve yaklaşık 15 yeni bölümü aynı anda faaliyete geçiriyoruz. Mühendislik ve Doğa Bilimleri,  İşletme ve Yönetim Bilimleri ile Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültelerimizin kuruluşları büyük oranda tamamlandı, öğrencilerimizi bekliyoruz.  Ülkemize hayırlı olsun.   Akademisyen sayımız, 120’den 190’a yaklaştı. Sadece İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesinin akademik kadrosu için 10 binin üzerinde akademisyene, Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi için 4 bin 500 akademisyene,  “Malatya’ya gelin, birlikte çalışalım” mesajı gönderildi.   Türkiye’nin dört bir yanında çok olumlu dönüşler aldık. Ekibime, çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Sadece akademik çalışmayla kalmıyoruz, öğrencilerimizin istihdamlarına yönelik çalışmalarda yürütüyoruz.  Bu hafta Dünyanın ve Avrupa’nı en büyük turizm şirketlerinden TUI Grup ile  “Turizm sektöründe istihdam protokolünü” imzaladık. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın YÖK ile yaptığı işbirliği kapsamında üniversite-özel sektör arasındaki ilk protokolü üniversite olarak biz yapmış olduk. Malatya’mıza ve bölgemize hayırlı olsun. Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin duvarları olmayan 4. nesil bir üniversitedir. Yani toplumla iç içe olan bir üniversiteyiz. Ülkemizde ve bölgemizde kalkınmanın hızlandırılması, istihdamın artırılması, rekabet gücünün yükseltmesi öncelikli hedefimizdir. Bu kapsamda öğrencilerimizi bilgi, beceri, meslek ve  iş alışkanlıklarına sahip nitelikli insanlar olarak yetiştireceğiz.”

 

-“Huzurlu bir dünya, mutlu bir kadın ile mümkündür”

 

Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Kadının yüzü, çağın medeniyetinin yansımasıdır.  Kadının gözü, insanlığın geleceğini gösterir.  Kadın; kız çocuk, eş ve anne olarak hayata tutunabiliyor ve geleceğe umutla bakabiliyorsa; insanlık mutludur.  Huzurlu bir dünya, mutlu bir kadın ile mümkündür.  Çünkü tüm insanlığın ilk öğretmeni olan kadın eliyle dünya şekilleniyor.  Büyük ve Güçlü Türkiye’de kadınların eli ile gerçekleşecektir. Yeni Türkiye’nin geleceğinde kadınlar her alanında önemli bir rol oynayacaktır. Çünkü artık Türkiye’de temel hak ve yükümlülükler açısından erkek ve kadın arasında herhangi bir ayrımcılığın olmaması gerektiği büyük oranda kabul görüyor.” İfadelerini kaydetti.

 

-“Türk toplumu sahip olduğu özellikleri ile krizlere karşı avantajlı”

 

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz,  “Elbette ki başta doğal afet olmak üzere savaş, göç veya ekonomik kriz her an, her ülkenin başına gelebilir. Önemli olan önleyici tedbirler ve kriz olduğu anda bu süreci en etkin ve başarılı şekilde nasıl yönetiriz, buna odaklanmak ve başarmak. Bunlarla bizim yaşamaya alışık olmamız gerekiyor. Ben; Türk toplumu olarak burada çok avantajlı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü bizim esnek yapılanmamız,  şevkli hareketlerimiz, hızlı karar verebilme yeteneğimiz, toplumsal dayanışma ruhumuzun olması, geleneklerimiz, bizi güçlü tutan, ayakta tutan özelliklerimiz. O yüzden kriz dönemlerinde her zaman çok başarılı geçtiğimizi düşünüyorum. En son örneğini de Malatya ve Elazığ Depreminde yaşadık aslında. Zor bir süreç olmasına rağmen hem toplumumuzun duyarlığıyla hem büyük devletimizin muhteşem organizasyonuyla her şey hızla yönetildi.” diye konuştu.

 

-“Kadının krizlerde toparlayıcı rolü ve daha bütünleyici bir bakış acısı var”

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz şu şekilde konuştu, “Her türlü krizin savaş olsun, göç olsun, doğal afet olsun, ekonomik kriz olsun veya sosyal bir problem olsun öncelikli mağduru kadınlar ve çocuklardır.  Gerçekten sorunların çözümcüsü, sürecin yöneticisi anneler, kadınlar bir sorunu zamanlamasıyla, şevkiyle isterlerse çok güzel yönetebiliyorlar. Allah’ın verdiği çok güzel ve kıymetli bir yetenek. Biz aile içindeki sorunları çözme yeteneğimizi toplumun diğer alanlarına da taşıyoruz. İş yaşamında da bu özellikler, bu yetenekler kendisini gösteriyor. Uluslararası çalışmalar var;  kadın yöneticisi en az yüzde 15 ve üzerinde kadın yöneticisi bulunan şirketler, yüzde 10’dan daha az kadın yöneticisi olan şirketlerin karlılık oranlarıyla karşılaştırıldığında 1.5 kat daha karlı. Yani diyoruz ki, daha çok kadın yöneticisiniz olursa, şirketinizde verimlilikte, karlılıkta artar. Amerika’da krizi girmiş iki büyük uluslararası şirket krizden çıkmak için ceo’larını değiştirdiler ve kadın atayarak kriz sürecini çok iyi yönettiler.  Kadınlar kazandıkları paranın yüzde90’ını aile, eğitim, sağlık ve toplum için harcıyorlar. Artık çağımızda kurum ve kuruşların, bu bir STK’da olabilir, bir üniversitede olabilir,  özel sektörde bir şirkette olabilir, devletin bir kurumu da olabilir, bilgi, deneyim, karar verme, analitik düşünme,  problem çözme ve inisiyatif alma çok kıymetli oluyor. Bu nitelikler kadının iş yaşamında karar verme konumunda daha çok değerlendirilmesine neden oluyor. Çünkü bunlar kadının güçlü ve ayırıcı özellikleri. Bu özelliklerde özellikle kriz yönetimlerinde çok gerekli olan özellikler. Çünkü kadın; süreç ve ilişki yönetmek üzerine başarılı olduğu için bir krizde en alttakini veya zincirin en zayıf halkasını gözeterek süreci yönettiği için daha toparlayıcı rolü ve daha bütünleyici bir bakış acısı var. “

 

-“Kadın yöneticiler krizlerde daha başarılı”

Rekabet Kurumu Üst Kurul Üyesi Ayşe Kardaş Ergezen, “Birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilen krizlere toplumların en önemli savunması önceden hazırlıklı olmak ve dayanıklı olmaya çalışmaktır. Kriz yönetiminde iletişim çok önemlidir. İvedilikle harekete geçerken iletişim kanallarının doğru kullanılması, krizin ufak, önemsiz bir sorun olarak kalmasını sağlarken tam tersi bir durum ise krizi büyütebilir. Queen's Üniversitesinde yapılan bir araştırma kadın yöneticilerin kriz yönetiminde başarılı olduklarını ortaya çıkarmıştır. Kadınlar iletişime açık, duygularını daha rahat ifade edebildikleri için kriz durumunda güven ilişkisini kurabilmektedir. McKinsey şirketi tarafından 2009 yılında Avrupa’da bulunan şirketleri kapsayan araştırma raporunda kadın yönetici sayısı yüksek olan şirketlerin 2008 krizinden daha az etkilendiği belirtilmektedir.  Raporda neden kadın yöneticiler şirketlerde daha başarılıdır diye bakıldığında çalışanların kişisel gelişimine önem vermeleri, iletişime açık olmaları, rol model olmaları gibi özelliklerin ön plana çıktığı görülmüştür. IMF eski başkanı ve şuan Avrupa Merkez Bankası Başkanı olan Lagarde, 2008 krizine neden olan “Lehman Brothers şirketi Lehman Sisters olsaydı bu kriz yaşanmazdı” ifadesini birçok kez dile getirmiştir. IMF tarafından yapılan birçok araştırmada yönetim kurullarında kadın yönetici olan şirketlerin daha dengeli bir gelişim sergilediği, krizlere daha hazırlıklı olduğu ortaya çıkmıştır. Kriz yönetiminde en önemli unsur olan krizin belirtilerini fark etme kadınların önsezileri ile mümkün olabilmektedir. Hollanda da yapılan bir araştırma kriz yönetiminde kadınların erkeklere gore başarılı olduğunu göstermektedir. Bu başarıda kadınların her zaman iletişime açık olması ve ön sezilerini doğru kullanmalarının etkisi olduğu ifade edilmektedir.

 

-“Kadın liderler ekip çalışmasına önem veriyor”

 

Ergezen şu şekilde konuştu, “Great Place to Work Enstitüsü de 25 yıldır tüm dünyada gerçekleştirdiği çalışmalar ışığında, kadınların profesyonel yaşama önemli bir artı değer kattıklarını savunmaktadır.  Kadınların özellikle kriz dönemlerinde sergiledikleri başarı şirketlerin kar oranlarını arttırmaktadır. Enstitünün çalışma raporlarına göre, kadın liderler, problemlerin üstesinden gelme ve karar süreçlerinde, çalışanları sürece dahil ediyor ve ekip çalışmasına daha çok önem veriyor. 2012 yılında McKinsey’nin hazırladığı Organizational Health Index araştırmasında Fortune 500 listesine giren kurumlar içinde, yönetim kurulunda daha çok kadın yönetici bulunan şirketlerin satış gelirleri anlamında yüzde 16, yatırım karlılığı anlamında ise yüzde 26 daha yüksek performans gösterdiklerine işaret etmiştir. İnsani krizlerde, kadınlar ahlaki değerleriyle, vicdanlarıyla çözüme yönelik adım atmaktadır. Ülkemizde yapılan yardım faaliyetlerinin uluslararası alanda da fark edilmiş ve Sayın Emine Erdoğan’a Londra’da Birleşmiş Milletler ve İngiltere tarafından desteklenen Dünya İnsaniyet Forumu'nca "Changemaker" ödülü verilmiştir.”

 

-MTÜ’de Kadın ve Aile Çalışmaları Merkezi

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Genel Sekreteri ve Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Özlem Altuntaş, “Turgut Özal Üniversitesi, henüz 1 yıllık kuruluş sürecini yürütürken, kurmuş olduğu 10 araştırma merkezinden birisisi de Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’dir. Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi 8 Ekim 2019 tarihinde kurulmuştur.  Rektörümüz Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’a bu hassasiyetinden dolayı teşekkür ediyoruz. Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin amacı;  kadının eğitim, ekonomik, sosyal, hukuk ve sağlık alanlarında yaşadığı sorunlara ilişkin bilimsel araştırmaları yürütmek, kadın sorunlarına karşı duyarlılık geliştirmek ve farkındalık oluşturmak, yaşam kalitelerinin iyileştirilmesi için sosyal, ekonomik ve siyasal alanda stratejiler geliştirmek ve uygulamak; mevcut sorunlara çözüm önerileri geliştirmek için proje, kongre, sempozyumları organize etmek ve Üniversite ile toplum arasında iletişimi sağlamaktır. Merkez olarak; Kadının ekonomik sorunlarını azaltmak için istihdamı artıracak, girişimciliği özendirecek, sosyal ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacak mesleki bilgi, yetenek ve becerileri geliştirmeye yönelik çalışmalara ağırlık vereceğiz.” ifadelerini kaydetti.

 

-“Elimin hamuruyla şantiye de de olacağım, her yerde olacağım”

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İç Mimarlar Odası Kadın Komisyonu Başkanı Hanze Gürkaş, “Daha iyi bir gelecek Kadınla olacak. Krizi aşmak için daha iyi bir geleceğe ulaşmak için mücadele vermeliyiz. Ekonomik krizimiz var, doğal afetlerle gelen krizimiz var, küresel krizlerimiz var, psikolojik ve sosyolojik krizlerde yaşıyoruz, bireysel, kişisel krizlerde yaşıyoruz. Krizleri say say bitiremeyiz, ama krizlere sebep olan belki de şu kelimeyi de irdelemeliyiz,  sorun, sorunu çözemediğimiz noktada krize ulaşıyoruz. Krize gelemeden önce sorunlarımızı tartışıp, önlemlerimizi biraz daha kati noktada alırsak belki krize gitmeden önleyeceğiz. Her mesleğin kendi önemi var , kendi güzelliği var. Kadın noktasına baktığımız noktada İnşaat Mühendisi dedik, İç Mimar dedik, Mimar dedik, TMMOB  24 tane meslek odasından oluşuyor. Bu 24 odanın toplam üye sayısı 580 bin, bunun 150 kadarı kadın.  Kriz noktasında kadınların çözümü farklıdır. Emin olun iş hayatında da kadınların çözümleri farklı. Kadın mühendisler için  ‘Şantiyede ne işi var’ diyorlar.  Elinin ojesiyle, elinin hamuruyla şantiyenin içinde’ olacağız. Çünkü üniversite sınavına girerken ben kadın yada erkek olarak tercih yapmıyorum, ‘İnşaat Mühendisliği kadın almaz’ denilmiyor bize, dolayısıyla ben işimi doğru yaptığım noktada şantiyede de varım, beyin gücümü kullanıyorum çünkü cinsiyetimi değil, atölyede de varım, akademisyen olarak üniversitelerde de varım, her yerde olmalıyım.” şeklinde konuştu.

 

Panelde Malatya İl Jandarma Komutanlığında görevli  kadın jandarma astsubay tarafından deprem sürecinde Malatya’da yürütülen çalışmaların ve vatandaşlara  yönelik yardımları kapsayan bir video gösterimi de yer aldı.

Panelde ayrıca MTÜ Öğretim Üyelerince  hazırlanan resim ve seramik sergisi de düzenlendi.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler